Monday, October 01, 2007

Cumhurbaşkanını Halk Seçmesin...

21 Ekim 2007’de Türkiye’nin geleceğini kökten değiştirecek bir oylama için sandıklara gitmemiz bekleniyor. Düzenlenen referandumda Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi ve görev süresinin 5 yıla indirilmesi seçmenin onayına sunacak. Büyük olasılıkla da oy kullananların büyük çoğunluğu “evet” oyu kullanacak ve ülkemizin gelecek Cumhurbaşkanını doğrudan seçme olanağına kavuşacağız.

Ancak bu değişimin sonuçlarını Türkiye’nin 22 Ekim tarihinden itibaren farklı bir ülke olmaya doğru gidişinin habercileri olarak yorumlayabiliriz. İktidar partisinin kendisinde saklı bir ajandası olup olmamasını bir kenara bıraksak dahi; Cumhurbaşkanının halk tarafından doğrudan seçilmesi siyasal sistemi ve geleceğimiz kökten değiştirecektir.

Halk tarafından seçilmiş Cumhurbaşkanının yetkileri henüz görmemiş olduğumuz yeni Anayasa taslağında azaltılmış dahi olsa; seçilmiş Meclisin ve hükümetin üzerinde bir tehdit olması kaçınılmaz olacaktır:

  • Geçmiş dönemde Cumhurbaşkanlarımızın kibarca uyarısı ya da geri çekilişiyle çözülebilen çeşitli çatışmalar, iki seçilmiş erk arasındaki güç gösterisine kolayca dönüşebilecektir.
  • Hangi sistemle seçilirse seçilsin, halk tarafından seçilen Cumhurbaşkanı bazılarının “seçmediği” Cumhurbaşkanı olacaktır, dolayısıyla her zaman bir meşruiyet sorunuyla karşı karşıya kalabilecektir.
  • En önemlisi de, halkın seçtiği Cumhurbaşkanı, kazara hükümetten daha yüksek oy alıp seçilirse; halkı kimin temsil ettiği konusu da ciddi bir çatışma konusu da olabilecektir.

Bütün bu sakıncalar gözönünde tutulduğunda Türkiye’nin halk tarafından seçilmiş Cumhurbaşkanları tarafından yönetilmesindense, 1982 Anayasası artığı “yürütmenin de başı” Cumhurbaşkanı sistemi daha sağlıklı gözükmektedir.

22 Ekim sabahı “kahir ekseriyetle” yeni sisteme geçileceğini öngörmekle beraber, kişisel oyumun “hayır” olacağını ve her aklı selim sahibi seçmenin “hayırda hayır” bulmasını dilediğimi belirtmek isterim.


(ARI Bülten, Eylül'07)

No comments: