Türbülans...
Ülkemizin siyaset sahnesi son yıllarda alışık olmadığımız ya da unutmaya eğilimli olduğumuz kadar hızlı bir değişim sürecini yaşamakta... Ancak Mayıs 2002’yi takip eden süreçle karşılaştırılabilecek kadar hızla siyaset aktörlerinin oynadıkları roller kadar, oyunun sergilendiği sahne de değişiyor. Tandoğan-Çağlayan mitingleri derken, TSK bildirisi ve Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararı; seyircilerin de aklını karıştırmış durumda.
Ana işlevlerinden biri geleceği tahmin etmeye hizmet etmek olan kamuoyu araştırmalarının da en fazla hataya açık oldukları dönemler bu tür türbülans ya da akıl karışıklığı dönemleridir. Ne tasarımcılar öngörmeye yönelik doğru soruları sorabilirler, ne de yanıt verenler karmaşa arasında görüş oluşturabilirler. Böyle bir ortamda ardı ardına yayınlanacak araştırma sonuçlarını okurken, hata paylarını ölçülemez boyutta olabileceğini de düşünmek lazım.
Yine de, öngörmek güç demektir; bilginin en önemli ispatı olduğu gibi. Önümüzdeki dönemde, olası seçim sonuçlarını öngörmeye çalışanların yanıtlaması gereken bazı sorular bulunmakta
- Mitingler, TSK bildirisi ve Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararı AKP’nin yüzde 30’larda konsolide olmuş gözüken seçmenini ne yönde etkilemiştir?
- Yine bu üç gelişme, CHP’nin yüzde 15 üzerinde gözüken oylarında ne etki yapmıştır?
- ANAP’ın Cumhurbaşkanlığı seçimindeki rolü ve DP formasyonu bu iki partinin yüzde 10 civarında olan oylarını nereye taşımıştır?
- Bütün bu türbülansta pek sesi soluğu duyulmayan MHP’nin hemen baraj üstü olan oyu yükselmiş midir, düşmüş müdür?
- En önemlisi geçen seçimde oy verecek parti bulamadıkları için sandığa gitmeyenler, 22 Temmuz’de nerede olacaklardır?
Bu soruları doğru yanıtlayabilenler için kamuoyu araştırma sonuçları sadece öngörüleri doğrulayan bilgilerdir.
No comments:
Post a Comment