Türkiye 2011 Seçimlerine Giderken...
Kamuoyunun bir kısmında 22 Temmuz seçim sonuçlarının yarattığı travma akılcılaştırma sürecine geçedursun; yeni bir siyasi dönem başlamış bulunuyor. 2002 seçimlerinde başlayan tasfiye bir sonraki aşamasında: Yeni parlamentoda bir önceki dönem vekillerinden sadece 177’i görev yapacak. İktidarın ve ana muhalefetin aynı kaldığı bir seçim sonrası için kayda değer yükseklikte bir yenilenme oranı yüzde 68.
Önümüzdeki günlerin gelişmeleri bir sekte vurmazsa, Erdoğan tarafından kurulacak yeni hükümette de benzer bir oranda yeni yüzlere yer verilmesi bekleniyor. Cumhurbaşkanı’nın ve belki de Meclis Başkanı’nın da değişmesiyle ülkenin siyasi kadrolarının büyük bir kısmının yeni isimler tarafından doldurulması olası.
Siyasi iktidar tarafında bu denli bir değişim yaşanırken; siyasetten dışlananlar ve geleceğin siyasi aktörleri değişecek mi? 2011’de yapılmasını umduğumuz gelecek genel seçimlerin sonucunu bu soruya verilen yanıt belirleyecek. AKP’nin ekonomik istikrar artı demokratikleşme vurgusuna destek verdiği anlaşılan yüzde 47’lik kesimin ve bu görüşü paylaşmayan muhaliflerin gelecekteki manzarası tabii ki AKP’nin hükümet olarak performansına bağlı. Öte yandan, ekonomik istikrar ve büyüme devam etse ve Avrupa Birliği vizyonuna yakınlaşılsa dahi, seçmenlerimizin beklentilerinin beş yıl içerisinde değişmesi de mümkün.
O zaman geleceğin siyasi aktörlerinin çözmeleri denklem biraz daha sofistike hale geliyor: Hem AKP’nin bu kritik konulardaki performansını öngörmek hem de seçmen beklentilerindeki olası bir değişimi göz önünde tutmaları gerek. Zor, ama sonunda elde edilecek ödüle değer.
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
No comments:
Post a Comment